ABD yönetimi, Gazze’deki Şifa Hastanesinin “karargah” olduğunu ispatlayamayan ve sunduğu sözde kanıtlarla sosyal medyada alay konusu olan İsrail’in hastaneyi basmasını savunmaya devam ediyor.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, PBS televizyonuna canlı yayın konuğu oldu.
Programın sunucusu Amna Nawaz, Şifa Hastanesini basmasına ilişkin İsrail’in sunduğu kanıtların yetersizliğine işaret ederek, “Hastanenin altında karargah olduğuna sizi ikna eden kanıtları neden paylaşmıyorsunuz?” sorusunu yöneltti.
Blinken bunun üzerine, “Kimsenin MR cihazlarının yanında silah bulunmasına bir açıklaması var mı bunu merak ediyorum.” dedi.
Nawaz’ın, “Peki burada silah bulunmasını karargah olarak mı nitelendiriyorsunuz?” diye sorması üzerine Blinken, “Hayır” yanıtını verdi.
Hamas’ın Gazze’deki eylemlerine dair kendi istihbaratlarını topladığını belirten Blinken, Hamas’ın hastanelerin altında tünel açtığı iddialarını dile getirdi.
HAMAS YALANI
Nawaz’ın Gazze’deki can kayıplarından dolayı ABD halkının duyduğu rahatsızlığı anımsatması üzerine ise Blinken, İsrail’in “kendisine yönelik terör tehdidine yanıt verme” sorumluluğu olduğunu kaydetti.
Blinken, İsrail’in sivillere yönelik saldırılarını eleştirmekten kaçınırken, “Kimse Hamas’ı uluslararası insancıl hukuka uymaya davet etmiyor. Kimse Hamas’ı apartmanlardan, hastanelerden, okullardan çıkmaya, böylece sivillerin zarar görmesini engellemeye çağırmıyor. Bu durum, Filistinli sivilleri korurdu ama kimse bunu söylemiyor.” diye konuştu.
ŞİFA HASTANESİ BASKINI
İsrail ordusu, 15 Ekim sabahı Gazze’de binlerce hasta ile yerinden edilmiş sivilin bulunduğu, bölgenin en büyük sağlık tesisi Şifa Hastanesine baskın düzenlemişti.
İsrail’in, baskının ardından tüneller ve cephanelikler yerine binada bulduğunu iddia ettiği paslı silahlar ve birkaç kamerayı kanıt olarak sunması, eleştirilere neden olmuştu.
Hamas, İsrail ordusunun Gazze’deki Şifa Hastanesine düzenlediği baskında katliam yapılmasına karşı uyarıda bulunarak, sağlık personeli, yaralılar ve hastanede yerinden edilmiş binlerce Filistinlinin güvenliğinden İsrail’i, ABD’yi ve uluslararası toplumu sorumlu tutmuştu.
Biden da dün yaptığı açıklamada İsrail’in bu eylemini savunmuş ancak hastanenin “karargah” olarak kullanıldığına dair kanıtları açıklayamayacağını söylemişti.
SAVAŞTA SON DURUM
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail’in “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme” gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken, İsrail ordusu da Gazze Şeridi’ne yoğun hava bombardımanı başlattı.
İsrail’de 7 Ekim’deki saldırılarda 310’dan fazlası asker olmak üzere 1200 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığı duyuruldu.
Gazze Şeridi içerisindeki çatışmalarda da 51 İsrail askeri öldürüldü.
İsrail’e göre, Kassam Tugayları’nın elinde 239 İsrailli esir bulunuyor.
Gazze’deki hükümete göre 7 Ekim’den bu yana İsrail saldırılarında Gazze Şeridi’nde 4 bin 710’u çocuk ve 3 bin 160’ı kadın olmak üzere 11 bin 500 kişi öldürüldü.
Batı Şeria ve Kudüs’te de 7 Ekim’den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 200 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu, Gazze’de on binlerce yaralı ile sivilin sığındığı onlarca hastaneyi zorla tahliye ettirmek için yerleşkelerini ya da ana binalarını vurdu. İşgal sırasında bazı hastaneleri bastı. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim’den bu yana sınırda yaşanan çatışmalarda 76 Hizbullah mensubu ve 6 İsrail askeri öldü.